Doom 2, kesinlikle klasik bir "shooter"dır. Doom'dan sonra, yine aynı karakterle, onun Dünya'ya dönüşünü oynuyoruz. Tabii ki, Dünya'ya dönerken, harika bir parti ve kahramanca çalışmalarımız için bir iki madalya yerine; Mars'ta dövüştüğümüz uzaylıların bir şekilde Dünya'yı istila ettiklerini görüyoruz. Silah depomuzdaki herşeyi donanarak; -9mm, çift namlulu pompalı tüfek, lazer silahları, ve evet şu kötü şöhretli motorlu testere- Dünya için yeni bir savaşa başlıyoruz.
Oynanış ise, yine, ilk shooterlara göre çok iyi. Önceki oyunların fanatik taraftarları, bu oyunu çok seveceklerdir. Bu oyun düzinelerce bölüm içeriyor, ve saatlerinizi vahşi eğlenceyle işgal edecek. Bu oyuna düşük not vermemin sebebi; öncelikle, bu oyun çıktığı zaman benzer shooterlara yetişemedi. İkincisi, oyunun ciddi bir seneryo eksikliği var; bunun sadece basit bir gerçeğe dayandığını anlıyorum: Daha fazla akılsızca şiddet, daha az senaryo. Beni bu oyunu oynamaya geri götürmek için bir senaryoya ihtiyarcı var.
Son olarak, bu oyun çok eğlenceli olabilir, eğer öfkenizi dışarı vurmak veya akılsızca vahşetin tadını çıkarmak için. Ama senaryo eksikliğinden, muhtemelen dikkatinizi uzun süre üstünde tutamayacak. Yani, pompalılarınızı ve testerelerinizi kapın ve biraz kana hazırlanın!